Dizi dizi diziler...

Dün gece işten eve dönerken tilkiler ve bilumum hayvanat fink atıyordu karmakarışık dimağımın nadide kıvrımlarında. Ne yemeli, ne içmeli, nasıl toparlanıp çarçabuk tv’nin karşısına geçmeliydim.
Benim eskiden böyle tv'ye, dizilere düşkünlüğüm yoktu cnbc- e dizileri dışında pek bişey izlemezdim. Nasıl böyle arabesk olabiliyorsunuz, aptal senaryolara kendinizi kaptırıyorsunuz der kınardım ağzı açık seyredenleri. Hatta zaman zaman asabım bile bozulurdu, kızlarla toplandığımız gecelerde cart curt dizisinin bilmem kaçıncı bölümünü nefes almadan seyrettikleri için trip yapar dizi bitene kadar zevzeklik ederdim.
Nasıl oldu, niçin oldu beni hangi boşluğumdan yakaladı? bilmiyorum ama fena esir etti beni bu sonu gelmeyen dizi hegemonyası. Esaretim sanırım dört yada beş dizinin elinde. Hergüne nerdeyse bir tane düşüyor. Şu cümlelerime ben bile şaşıyorum, bu ben değilim ki. Eskiden ne güzeldi eve geldikten sonra acele etmek için bi nedenim yoktu sallana sallana yemek yer, boş boş oturur, canım ne isterse onu yapardım, üstüne bide uykusuz kalmaz erkenden yatardım. Şimdi öyle mi? en kısa zamanda savsaklayarak dertop ediyorum kendimi.
Üstelik bununla da kalsa iyi. Biter bitmez bitti diye oflayıp, poflamalar sonu gelmez mızmızlanmalar...